| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | difficult condition n. | zor koşul | ||
|
They have managed to do excellent work under very difficult conditions. Çok zor koşullar altında mükemmel işler yapmayı başardılar. More Sentences |
||||
| General | difficult condition n. | zor şart | ||
|
Madan, who will expel Vishwanath and his family from his home, will leave this family in very difficult conditions. Vishwanath ve ailesini evinden kovacak olan Madan, bu aileyi çok zor şartlarda bırakacaktır. More Sentences |
||||